Tom Cruise Hayatını Anlatıyor

Acılarla dolu çocukluk dönemi geçiren Tom Cruise geleceğe inançla bakıyor:

“Kendi kimliğimi yaratabilirim”


44 yaşındaki Tom Cruise son dönemde oldukça zor günler geçirdi. Scientology inancından tutun da bugüne dek yaptığı evliliklere kadar herşeyine kamuoyu kuşkuyla yaklaştı. Medya saldırısının giderek yoğunlaştığı görüldü ki, böyle olmasında ünlü aktörün attığı yanlış adımların büyük payı vardı.

Herşey 2005 yılı ilkbaharında Katie Holmes (27) ile birlikte kamuoyunun gözü önüne çıkmasıyla başladı. Katie Holmes’u gelecekteki eşi olarak tanıtmıştı ama gözlemciler onun bu davranışını, “önceden hesaplanmış, samimiyetten uzak bir düzenleme” olarak değerlendirdiler. Hemen ardından Oprah Wenfrey’in televizyondaki şovuna konuk oldu. Stüdyodaki koltuğu adeta tramplen gibi kullanarak Katie Holmes’a olan sevgisini haykırdı ama bu davranışı da tepki çekti.
Tom Cruise’un attığı yanlış adımlar bu kadarla sınırlı kalmadı. NBC televizyonunda yayınlanan “Today” adlı programa katıldığında bu kez Brooke Shields’a yüklendi. Ünlü oyuncunun doğum sonrası depresyonunu gidermek için antidepresan ilaçlar almasının yanlış olduğunu iddia etti. Bununla yetinmeyip psikiyatri bilimine ve tıbben onaylanmış psikiyatrik ilaçlara karşı saldırıya geçerek, “Ben psikiyatriyi hiçbir zaman onaylamadım. Tamamen uydurma bir bilim dalıdır” dedi.

Tom Cruise ile bu söyleşiyi, kızkardeşi Cass, üç çocuğu ve nişanlısı Katie Holmes ile paylaştığı Los Angeles’taki evinde yaptık. Kişisel hayatı hakkında konuşurken normalde kapalı ve savunmacı tarzda davranan Tom Cruise, bu söyleşi sırasında şaşırtıcı şekilde açık ve net konuştu. Özellikle de kamuoyunda çok bilinen ünlü “kendini beğenmiş” havasını bir yana atarak, benliğinin içinde hala sakladığı o korku dolu ve sorunlu küçük çocuğa bakış atmama izin verdi. Sonuçta Tom Cruise bugün dünyanın en büyük film starı olduysa, onu bugünlere getiren yaşam çizgisinin başlangıcında korku dolu, sorunlu ve problemli o küçük çocuk vardı.

“Çevremde beni anlayabilecek bir tane bile yakın arkadaşım yoktu” dedi, “Ben daima yanlış aksanla konuşan, yanlış davranışlarda bulunan yeni çocuktum. Birşeyleri paylaşabileceğim ve güvenebileceğim bir tane bile samimi arkadaşım olmadı.”

Gerçek adı Thomas Cruise Mapother IV olan Tom Cruise’un çocukluk yılları tam bir yoksulluk içinde geçti. “Kaos tüccarı” sözleriyle tanımladığı küfürbaz ve ağzı bozuk bir babanın tahakkümü altındaki Katolik bir aile çevresinden geliyordu. Babası hiçbir zaman doğru düzgün iş sahibi olamayan bir elektrik mühendisiydi. Girdiği her işten kısa sürede kovulduğu için ailesini yeni iş arayışlarının peşinde kasaba kasaba dolaştırmıştı. Babasının sorumsuz hayatı yüzünden Cruise ailesini hayatta tutma mücadelesini şu anda 69 yaşında olan annesi Mary Lee Mapother South vermişti.

Babasından bahsederken hiç de olumlu ifadeler kullanmayan Tom Cruise, “Ödlek, alçak ve zorba kişilikli bir adamdı. Küçükken beni her fırsatta azarlardı. Ne zaman birşeyler ters gitse öfkesini benden çıkarıp tekmeyle döverdi. Onu nasıl sakinleştirmemiz gerektiğini, kendimizi nasıl güvenlikte hissedeceğimizi bilemezdik. Kısa bir an sakin durduktan sonra aniden patlardı. Babamda yanlış birşeyler vardı. Ona asla güvenemezdik ve yanındayken dikkatli olurduk. Bizler için sürekli endişe kaynağıydı” diyor.

Tom Cruise’un çocukluk yıllarındaki bir başka sorunu da okuduklarını anlayamamasıydı. Disleksi olarak bilinen algılama rahatsızlığı olduğu için “normal” çocuklardan ayrı sınıflarda okumak zorunda kalması onda yoğun bir öfke ve dışlanmışlık duygusu uyandırmıştı. Küçük yaşında yapayalnızdı. Başkaları tarafından beğenilme isteğiyle dopdoluydu. Babasının sürekli kent değiştirmesi yüzünden 12 yıllık ilköğretim yıllarını 15 farklı okulda geçirmek zorunda kaldı.
Ünlü aktör çocukluk yıllarına ilişkin kötü anılarını şu sözlerle anlatmaya devam ediyor: “Ufak tefek bir çocuk olduğum için okuldaki irikıyım çocuklar çoğu zaman beni itip kakardı. Öyle anlarda kalbimin hızla attığını, terlediğimi hissederdim. Kusacak gibi olurdum. Okulda hiçbir zaman güçlü kuvvetli bir çocuk olmadım. Kimseye vurmaktan da hoşlanmadım. Ancak o çocuklara ben de vurmamış olsaydım tüm yıl boyunca bana hayatı zehir ederlerdi. Bu yüzden dövüşmeyi öğrendim. Dövüşmeyi bildiğim halde kabadayı tavırlar sergilemek hiçbir zaman hoşuma gitmedi.”

7 yaşına geldiğinde Tom Cruise’a okuma yetersizliği teşhisi konuldu. Gerisini kendisinden dinleyelim: “Bazı testlerden geçmek için okul tarafından psikiyatri servisine gönderildim. Orada beni inceleyen psikiyatristler, ‘Bu çocukta disleksi var’ teşhisi koydular. Böylece etiketlenmiş oldum. Bu da beni bunalıma sürükledi. Küçük yaşımda saygınlığımdan çok şeyler yitirmiştim.”
Şu anda psikiyatriyi küçümsemesinin, ciddiye almayışının temelinde bu olay olduğunu saklamayan Tom Cruise, sözlerine şöyle devam ediyor: “Küçükken bana psikiyatristler, ‘Bu çocuk normal değil’ demişlerdi. O zamanlar kendi kendime, ‘Peki normal nedir? Ben normal miyim? Neyin normal olduğunu kim söyleyebilir?’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. ‘Normal’ denilerek neyin kastetildiğini o zaman anlamamıştım. Bugün de ‘normal’ kavramı bana hiçbir şey ifade etmiyor. Biraz büyüyünece psikiyatri biliminin temellerini araştırmaya başladım. Etiketlerin hiçbir anlamı olmadığını fark ettim. Etiketler bence çözüm değildir ama psikiyatristler ne yazık ki insanları etiketliyorlar.”

Tom Cruise’un annesiyle babası 1974 yılında boşandılar. O zaman henüz 11 yaşında olduğunu belirten ünlü aktör, boşanma sonrasında neler olup bittiğini şöyle anlatıyor:

“Annemle babamın boşanması acı verici bir deneyimdi. Annem sonunda babamın karşısına dikilip, ‘Buraya kadar! Seni artık daha fazla çekmeyeceğim. Güle güle!’ diyecek cesareti bulmuştu. İnsanlar kendi hayatlarını yaratabilirler. Annemin kendi hayatını nasıl yaratabildiğine yakından tanık oldum. Çocuklarını hayatta tutabilmek gibi bir imkansızı gerçekleştirdi. Aynı anda üç işte birden çalışarak bizi büyüttü. Küçükken annemden duyduğum, ‘Biz bu işi başaracağız’ sözü hala kulaklarımdadır. Annemin cesaretini gördükten sonra ben de kendi hayatımı yaratmaya, başkalarının ne dediğine aldırmamaya karar verdim. Yaşamımın her aşamasında annemi örnek aldım.”

Tom Cruise’un annesi, çocuklarını topladığı gibi Louisville’e taşındı. O zamanlar 12 yaşında olan ve neredeyse 10 yıl boyunca babasını bir daha hiç görmeyen Tom’un babasıyla tekrar karşılaşması hastane koşullarında gerçekleşti. Ünlü aktör o günkü duygularını şöyle anlatıyor:

“Babamın kanser olduğunu, hastanede yattığını duyunca 10 yıl aradan sonra ziyaretine gittim. Geçmişle ilgili hiçbir şey sormamaya, geçmişi konuşmamaya özen gösterdim. Nefret ettiğim babamı acılar içinde ve yapayalnız görünce, ‘Wow, ne kadar da yalnız bir hayat yaşamış’ diye düşündüm. Henüz 40’lı yaşlarında olduğu halde inanılmaz derecede çökmüştü. Çevresinde hiç kimsesi yoktu. Zaten ziyaretimden kısa süre sonra öldüğünü haber aldım.”

Tom Cruise ergenlik çağına geldiğinde Cincinnati’de Katolik kilisesinin düzenlediği seminerlere devam etti. Kim olduğunu, nereye ait olduğunu öğrenmeyi umuyordu. Rahiplik kurumunu dikkatle inceledi. Gelecekte rahip olabileceğini düşünmeye başladı. Ancak aradan bir yıl geçtikten sonra spritüalizme yakın ilgi duymasına rağmen rahipliğin kendisine göre olmadığına karar verdi.

Yeniden annesiyle üvey babasının yaşadığı New Jersey’e dönen Tom Cruise, öğrenim gördüğü Glen Ridge Lisesi öğrencilerinin oynadığı “Guys and Dolls” adlı oyunda sahneye adımını attı. Kendisini sahnede son derece rahat hissetmiş, büyük keyif almıştı. Artık aktör olmak istiyordu.
1980 yılında liseden ayrılmayı tercih ederek Manhattan’ın yolunu tuttu. Aktör olmaya kesin kararlıydı. 1981 yılında oynadığı “Taps” adlı film küçük çaplı başarı elde etmiş ama Tom Cruise’a kariyer getirmişti. İki yıl sonra oynadığı “Risky Business” adlı filmde yıldızlaştığında 21 yaşındaydı.

Sonrasını kendisinden dinleyelim: “Başarıyı yakalayınca endüstrideki insanların bana olan yaklaşımı da değişti. Aniden hiç ummadığım kadar büyük paralar teklif edilmeye başladı. Bu teklifler karşısında kendi kendime, ‘Aman dikkatli ol’ şeklinde telkinler yapma gereği hissettim. Endüstrideki her insana güvenilmemesi gerektiğinin farkındaydım. Çevresindekileri sürekli inciten bir babadan geldiğim için insanlara karşı temkinliydim. Bu yüzden her adımımı dikkatli atmaya çalıştım.”

Tom Cruise’un Hollywood’daki başarısı olağanüstü düzeyde oldu. Bugüne kadar oynadığı toplam 20 filminin dünya çapındaki hasılatı 5,5 milyar doları aştı. Sinema kariyerinde çok parlak bir seyir izleyen Tom Cruise’un evlilikleri ne yazık ki iyi gitmedi. İlk evliliğini 1987 yılında 24 yaşındayken yaptı. O dönemin ünlü kadın oyuncularından 31 yaşındaki Mimi Rogers ile evlenmişti ve eşi kendisinden 7 yaş büyüktü. Üstelik Mimi Rogers, 1950’li yıllarda bilimkurgu yazarı L. Ron Hubbard tarafından kurulan Scientology dininin üyesiydi.

Tom Cruise bu tarikata 1990 yılında katıldı. Hubbard’ın geliştirdiği din, kendisini terk eden babasının yerini almıştı. Öte yandan Mimi Rogers ile yaptığı evlilik zaten başından beri yanlıştı. Nitekim fazla uzun ömürlü olmadı ve aynı yıl içinde sona erdi.

Tom Cruise boşandıktan sonra aynı yıl içinde Avustralyalı kadın oyuncu Nicole Kidman ile tanıştı. İkisinin tanışması “Days of Thunder” adlı filmin setinde gerçekleşmişti. 22 yaşında bir Katolik olan Nicole Kidman ile 1990 yılının Noel gecesinde evlendi.

1998 yılında Nicole Kidman ile birlikte, Londra’da yayınlanan tabloid gazetelerden birisine karşı asılsız haber davası açtılar. Londra gazetesinde Tom Cruise’un gay olduğu, dolayısıyla evliliğinin de yapmacık olduğu iddia edilmişti. Ertesi yıl bu kez Star adlı bir tabloid gazeteyi mahkemeye verdiler. Dava gerekçesi ise, 1999 yılında beraber oynadıkları “Eyes Wide Shut” adlı filmdeki seks sahnelerinin daha iyi olması için bir seks uzmanıyla anlaştıkları şeklindeki haberdi. Star gazetesi sonradan bu haberin gerçek olmadığını duyurarak geri adım attı.

Nicole Kidman ile evliliğinin 10. yılını kutladıktan çok kısa sonra boşanmak için mahkemeye başvuran Tom Cruise bu ani kararıyla herkesi bir kez daha şaşırttı. Nicole Kidman kızmıştı ama boşanmayı kabul edince dava kısa sürede sonuçlandı. Tom Cruise – Nicole Kidman ikilisi şu anda, evlilikleri sırasında evlat edindikleri Connor (11) ve Isabella (13) adındaki iki çocuklarının bakımını dönüşümlü olarak paylaşıyorlar. Nicole Kidman’ın country şarkıcısı Keith Urban ile ilişkisi de devam ediyor.

Tom Cruise’a geçmişteki evlilikleri konusunda ne düşündüğünü de sordum. Son derece samimi bir üslupla şu yanıtı verdi: “Mimi Rogers ve Nicole Kidman ile yaşadığım iyi günleri asla unutmam. Beraber yaptığımız herşeye saygı duyuyorum. Yaşanan kötü şeyleri ise düşünmemeye çalışıyorum. Bence hayat denilen serüven her türlü kalp acıları, üzüntüleri ve korkularıyla bir bütündür. Bunlar olmazsa hayatın da olmayacağını insan zamanla öğreniyor. Belki zaman alıyor ama başarılabiliyor.”

Tom Cruise’un yanından ayrılmadan önce beni 1.87 m. boyundaki nişanlısı Katie Holmes ile de tanıştırdı. Cruise’un boyunun 1.80 olduğunu düşünecek olursak eşi kendisinden 7 cm. daha uzundu. Katie Holmes’un parmağında büyük bir elmas nişan yüzüğü olduğunu gördüm. Göz kamaştırıcı bir güzelliği vardı. Ancak oldukça pasif ve dalgın görünüyordu.

Katie Holmes’un görünmesiyle birlikte Tom Cruise’un o çok iyi bilinen davranış modelinin geri geldiğine tanık oldum. Nişanlısına ne kadar güzel göründüğünü söylemeye, ona dokunmaya ve öpmeye başladı. Bu hareketleriyle sanki, başkalarının gördüğünü bile bile sınıfın arka sıralarında flörtüne kur yapan liseli çocuklar gibiydi.

Yüzüne kocaman bir gülümseme yayılarak, “Çok ama çok mutluyum. Yakında bebeğimiz geliyor. Artık tek amacım şu dünyada olabilecek en iyi baba olabilmek, çocuklarıma düşünmeyi öğreterek kendi kararlarını kendilerinin vermesini sağlamak” dedi.

Kısa bir an durduktan sonra son sözlerini söyledi: “Size mutluluğun ne olduğunu söyleyeyim mi? Bence mutluluk, problemlerle yüzleşebilmek ve aşabilmektir. Hayatın gerçeklerinden kaçmamak, hayatı tüm ihtişamıyla bir bütün olarak görebilmektir.”

Söyleşi: Dotson Rader, Parade Magazine, 9 Nisan 2006

16 yorum:

Unknown dedi ki...

Öncelikle mutlu yıllar..yeni yıl sizî bana getirsin..geçmiş hala canınızı acıtıyor..yalnız değilsiniz..ben de yalnızım..öpüyorumm sizi...saygılar..aşkiTOM

Unknown dedi ki...

Benim için aşk da nico da sizsiniz..nicolai hell..şibumi..trevanian..mucxxs

Unknown dedi ki...

Gövdene dokunduğumda dünyanın tüm yollarını katediyorum..ne zaman gözlerine baksam uzun uzun mola veriyorum..dudaklarında minik bir kiraz duruyor..öpersem düşer mi..imkansız aşkiTOMM a..

Unknown dedi ki...

Sürekli sizi düşünüyorumm..gözlerinizi..ben artık çok güzel ve genç diilim.Ama sizi düşünmek bana yaşam sevinci veriyor.öyle şeyler olduki imkansızı istiyorum.ya siz ya da hiç kimse.ne tuhaf.sizi özlüyorum.bu dünyada benim bi dünyam var.ve başrol sizsiniz.sizi seyretmek ne güzel.kokunuzu alıyorumm..ı love u..

Unknown dedi ki...

Bilek guresi yaptiginiz bir videoyu izledim.rakibinizi deviirmeye çalışmadınız.ilginçti.arada kahvenizide yudumladiniz.tanrimmm...nuhtesemsiniz.insallah sizinle. tanismadan ölmem.burda istanbulda sabah oldu..size iyi gecelermi dilemeliyimm...aşkiTOMM

Unknown dedi ki...

Aşkitom keşke alt katimiza tasinan siz olsaydiniz.merdivenlerde carpissaydik.siz bana afedersiniz boston deseydiniz.bende heyecanlanip yeah deseydim.tam o sirada isiklar sonseydi.allahim yarabbimm.dahada yazarim ama olmaz simdi.of yaaaa.mucuxs.sekizinci harikaniz..sacmslamim dimi.askiTOOMMMM.jotem.i love you

Unknown dedi ki...

Luften mezdeke ya el yelil dinleyin..hayat sacmalik...offffffffff

Unknown dedi ki...

Son olarak Heeeeeeeeelllllllllppp.by

Unknown dedi ki...

AşkiTOOOOMM bi sarışın kocasını nasıl milyoner yapar cevap kocası trilyonerse.işte bende bi sarısın olarak bunu istiyorum.sizi tüketebilirmiyim.ama boynunuzada zıplıcam sizi yiyebilirmiyim.ye ye bitmez.şakaaaaaaaa

Unknown dedi ki...

Siz hazzı ertelersinizde ben bugünün işini yarına bırakmam.o gün bi gün gelse bugün olsa.sizi çok özledimmmm.lokum adam

Unknown dedi ki...

Hayatınıza yeni bi kadın gîrmis.burda mahvoldum.geçmişimi araştırın.sizin kadınınız benim.ama artık öyleki beni incitirseniz bitiririmm.yapmam gereken kilo vermek ve dilinizi öğrenmek.bu kadar.sevgi ve saygılarımla

Unknown dedi ki...

Tüm geçmişimi araştırın.ilişkilerimi.telefon görûsmelerimi mesajlarımı paylaştıklarımı hastalıklarımı ailemi...sizin kadınınız benim...lütfen...ikimizden biri ölmeden...

Unknown dedi ki...

Oyunculuguda bırakıcam beni alırsanız.tek isteğim kadınınız olmak...sahibim olmanız..ve iyiki bir dünya starısınız..yoksa varlığınızdan haberdar olamicaktım.ve iyikiben dünyadayken dünyadasınız..tanrımm..çok güzel bi adamsınız..sizi çok seviyorummm..

Unknown dedi ki...

Seni versinler ellere bana vursunlar...ahahaha yok ben tom diye diye iyice kafayi yemisimmmm ahahaha sinirden gülüyorummmm

TomCruise dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
TomCruise dedi ki...

Merhaba harika sana harika diyorum gerçekten bu adı hak ediyorsun. Düşüncelerinle, sevginle, kocaman kalbinle ve iltifatlarını bana layık gördüğün için. bu güzel sözleri yazan kadına gözlerini 1 saniye görmek için buz dağının altında soğuk suda kalmaya razı kalırdım Bana her baktığında bil ki bende sana bakıyor olacağım görüşmek üzere




Tom CrUİSE