Meryl Streep Ünlü Sözleri


“Eskiden (sigara) içtim, berbat kokuyor” – Entertainment Tonight (1981)

1978 yılında söylediği bir söz: “Gelecekte büyük rollerin arayışı içindeyim. Ancak karakterlerin loş ışıkta yarı çıplak gözüktüğü soft-core senaryolarda oynamayacağım.”

“Evita”nın (1996) film versiyonunda Eva Peron rolünü kendisi yerine Madonna’nın oynaması gerektiği yorumları üzerine: “Ondan daha iyi şarkı söyleyebilirim. O rolü Madonna alırsa gırtlağını sıkarım!” (Sonradan rolü Madonna aldı).

AFI tarafından verilen Yaşam Boyu Başarı Ödülünü alırken: “Talihim varmış demek istemiyorum ama ortada tuhaf bir durum var. Şunu sormak isterim. Bu ödülü alan 6. kadın oyuncuyum. Oysa bugüne kadar bu ödülü vermek için 26 erkek buldular. Kadınlar adına cansıkıcı bir durum olduğunu düşünüyorum.”

Üniversite yıllarındaki tiyatro oyunculuğu dönemi hakkında: “Gerçekten eğlenceliydi. Ancak hayatımızı idame ettirmek için ciddi bir yol olduğunu sanmıyorum. Sonuçta bende misyon bilinci var. 60’lı yılların çocuğuyum.”

“Komedi yapmayı seviyorum ama bana yeteri kadar şans vermiyorlar.’The Manchurian Candidate’i (2004) sevmemin nedenlerinden birisi budur. Eğlendirici yönümü gösterme fırsatını elde ettim.”

“Şu gerçekle yüzleşelim. Aslında hepimiz bir zamanlar oturma odasında büyüklerine gösteri yapan ve büyükler tarafından tapılası olarak görülen 3 yaşındaki çocuklarız. Tek fark var, bazılarımız büyüdük ve bu iş için para alıyoruz.”

“Angels in America” (2003) filmindeki rolü için Emmy ödülünü kabul ederken: “Olduğumdan daha başarılı gösterildiğimi düşündüğüm günler oldu. Ancak bugün böyle düşünmüyorum, çünkü başarılıyım.”

“Aile kavramına çok bağlı olduğumu düşünüyorum. Hani nasıl derler, bazı insanlar din kurumuna nasıl bağlıysa ben de aile kurumuna bağlıyım. Doğru insanı bulduğum takdirde ailem olsun isterim. Bekar yaşamayı düşünemiyorum.”

“Kendimi sanatçı olarak tanımlarken sinirleniyorum. Kendimi daha çok bir yorumcu veya kemancı gibi hissediyorum.”

“Sophie’s Choice”deki (1982) rolüyle en iyi kadın oyuncu Oscar’ını kazanması üzerine: “Şu andaki duygularımı hayal bile edemezsiniz. Öylesine inanılmaz ki, sanki dünya ayaklarımın altından kayıyor gibi..”

“Erkek ve kadın yönetmenlerle ilgili kendi tecrübemi anlatayım. Anladığım kadarıyla insanlar bir kadın yönetmenden emir almakta zorlanıyorlar. Hem erkek, hem de kadın oyuncular için oldukça zor bir durum bu…”

“Bazen az hazırlık yapmak daha iyidir. Çünkü insana korku yükler ve korkunun ateşleyici özelliği vardır. Patlama yapmanızı sağlar. Eğer çok iyi hazırlanırsanız hazır olduğunuzu düşünürsünüz. Hazır olduğunuzu düşününce de aslında hazır olmadığınızı fark edersiniz.”

“Drama okulunda öğrendiğim bir derstir: Öğretmen, ‘Nasıl kraliçe olursunuz?’ diye sorar. Herkes, ‘Duruş ve otoriteyle…’ cevabını verir. Aslında sadece ikisi yeterli değildir. Siz kraliçe olarak içeriye girdiğinizde odadaki havanın nasıl değiştiği önemlidir.”

“Oynadığım karakterin onaylanması için diğer aktörlere bağımlıyım. Bu yüzden nasıl göründükleri konusunda canını sıkmayacak iyi aktörlerle çalışmak çok önemlidir. Onlar gerçek aktörlerdir ve kanımız canımızdır.”

“Angels of America” (2003) ile Emmy ödülünü alırken söylediği sözler: “Glenn Close benim yakın dostumdur, bu yüzden beni affedeceğini biliyorum. Helen Mirren bir oyunculuk tanrısıdır. ‘Life with Judy Garland: Me and My Shadows’ta Judy Davis’ten daha iyi hiç kimse oynayamazdı. Bu gruptaki tek isim, hayatı boyunca bana kin duyacak olan Emma Thompson’dur. Ama kimin umurunda?”

2007 yılında en iyi kadın oyuncu dalında Altın Küre’yi kabul ederken: “Sanırım bu salondaki herkesle çalıştım!”

“Adaptation”daki (2002) rolüyle Altın Küre ödülü kazanması hakkında: “Tanrım, sanki uzun bir kış uykusundan uyanmış gibiyim. 789 defa aday gösterildim ama Mezoik Çağ’dan beri ödül kazanamamıştım.”

“Amerika’nın bir kadın başkanı olsaydı hoş olurdu. Senatonun yarısının, parlamentonun yarısının ve kanun koyucuların yarısının kadın olması gerektiğini düşünüyorum. Ancak maalesef bu hiçbir zaman olmayacak!”

Dustin Hoffman hakkında: “Olağanüstü enerji dolu bir aktördür. Bonkörlükle bencilliğin böylesine harika kombinasyonunu başka hiç kimse de görmedim. Tek isteği en büyük aktör olmaktır.”

“Hayatımı elimden geldiğince sıradan geçirmeye çalışıyorum. Eğer kendinizle dalga geçmeyi başarırsanız şımarmazsınız.”

Kocası hakkında: “Kocam olmasaydı ne yapardım bilemiyorum. Onunla tanışmamış olsaydım ölürdüm herhalde… En azından duygusal açıdan…”

“Dinlemek herşeydir. Bütün olay dinlemektedir. Çalışmaya başlamadan önce, çalışmayı bitirdikten sonra, çalışma arasında, çocuklarla beraberken, kocamla beraberken, arkadaşlarımla takılırken, annemle, babamla beraberken mutlaka dinlemek gerekir. Çünkü dinlemek herşeydir. Herşeyi öğrenmeye başladığımız noktadır.”

Evliliği hakkında: “Bir ailenin nasıl sürdürüleceği konusunda yol haritası yoktur. Bence çok büyük bir müzakere sürecidir. Bende çok büyük çalışma isteği var. Aynı zamanda da hayatımda çok büyük sevgi bağları olmasına ihtiyaç duyarım. Birisini öbürüne tercih edebileceğimi hayal bile edemiyorum.”

Oyunculuktaki ilk yılları hakkında: “20 yaşımdayken para kazanmakta zorlanıyordum. Yeterli para kazanamadığım bir gece Londra’daki Green Park’ta açıkta yatmak zorunda kaldım. Karşımda Ritz Hotel manzarası vardı. Günün birinde orada kalacağıma dair yemin ettim. Ve bu yeminimi yerine getirdim.”

“Oscar ödüllerinin bir kampanyaya dönüştürülmesinden nefret ediyorum. Bu hiç hoş bir durum değil… Başarılı bir şey yaptıysanız tabii ki ödüllendirilmeniz gerekir. Ancak kimin kampanyasının daha iyi olduğuna dönüşmemeli…”

“Dış görünümüm konusunda canımın sıkılmaması için kızlarım bana yardımcı oldular. Yeterince güzel olmadığımı; Jessica Lange’ın vücudunun; şunun bunun bacaklarının bende olmadığını düşünerek yıllarımı ziyan ettim. Ne büyük zaman kaybı!” (Şubat 2009).

“Oscar’a 15 defa aday gösterildim ve iki defa aldım. Ama hala sanki başka birisi almış gibi hissediyorum. O güzel duyguyu daha fazla hissetmek isterdim.” (2009).

Natasha Richardson’un trajik ölümü hakkında: “Ailemiz, arkadaşlarımız ve onu tanıma şansına ulaşan herkesten oluşan takımyıldızımızın sıcak güneşiydi. Hepimizin hayatında yeri asla doldurulamayacak. Bize o kadar çok şey verdi ki, bize kalan mirası hepimizi birbirimize bağlayacak sevgisidir.”

Hiç yorum yok: