Frank Wheeler rolünde Leonardo DiCaprio

Frank Wheeler rolünde Leonardo DiCaprio

Frank Wheeler karakteri, Amerikan edebiyatının en karmaşık karakterleri arasında yer alır. Henüz 29 yaşında olduğu halde çok sayıda iş başarmıştır. Columbia Üniversitesi’nden mezun olmuş, askerliğini yaptıktan sonra Knox’taki işinde merdivenleri hızla tırmanmıştır. En önemli kararlarını “herşeyden önce insan olmak” temelinde verir. Kendi değerini arkadaşlarına, komşularına, iş arkadaşlarına ve özellikle de April’e kanıtlamaya çalışır. Frank’in en büyük korkusu, satış elemanı olan babasının düştüğü tuzağın aynısına düşme korkusudur. Çok sevdiği karısı April’in çelişkilerini dile getirmesi üzerine sersemlemesi bu yüzdendir. April’i kırılgan kalbiyle sevmektedir. Ancak karısı onu yeni bir başlangıç için zorladıkça şu anda bildiği hayata doğru geri çekilir. Yolları o andan itibaren ayrılmıştır.”

Üç kez Oscar adaylığı alan Leonardo DiCaprio bugüne kadar çok farklı rollerde kamera karşısına geçmişti. Oynadığı önemli filmler arasında Edward Zwick’in “Blood Diamond”, Martin Scorsese’nin “The Aviator” ve Lasse Hallstrom’un “What’s Eating Gilbert Grape” gibi yapımları vardı. Bunca farklı rolde oynamasına rağmen “Revolutionary Road”da ilk kez baba ve koca rolünde kamera karşısına geçen Leonardo DiCaprio, Frank karakterinin karizmasını, cesaretini ve başarısızlık korkusunu ön plana çıkaran bir oyun ortaya koydu.

Kendisini bu filme çeken etkenleri, hem romandaki hem de senaryodaki öykünün karmaşıklığı olarak sıralayan Leonardo DiCaprio, “İki baş karakterin kahramansı havadan bu kadar uzak olduğu, günün sonunda zafer kazanmadığı bir kitap ve senaryo hiç okumamıştım. Bu filmin iki baş karakteri sadece birşeyleri yürütmek için çaresizce çırpınan; hayatın nasıl olması gerektiği konusunda kendi inançlarının mücadelesini veren iki insandır” yorumunu yapıyor.

Ayrıca filmin konusunun 50’li yıllarda geçmesini de cazip bulduğunu söyleyen ünlü aktör, bu konudaki gözlemlerini ise şu sözlerle dile getiriyor: “50’li yıllara dönüp baktığımızda bugünden ne kadar farklı ve tuhaf olduğunu görürüz. Ancak aynı zamanda bugünle bağlantısı da vardır. Şu anda sahip olduğumuz birçok kavramın kökeni o günlerdeydi. Amerikan rüyasının ne olduğu, aile kurumunun ne yapması gerektiği, Amerikan yaşam tarzının ne anlama geldiği, aile bireylerinin birbirlerine nasıl davranması ve nasıl tepki vermesi gerektiği gibi kavramların başlangıç noktası oradaydı.”

Leonardo DiCaprio sözlerini şöyle noktalıyor: “Ayrıca bir evliliğin karmaşık yapısının derinliğine inilmesi de hoşuma gitti. Frank ile April arasındaki dinamikler o kadar güçlü ve gerçekçidir ki, kendinizi bu samimi ilişkinin çözülmesini izleyen davetsiz misafir gibi hissediyorsunuz. İkisi arasındaki ilişki çıkmaza girerken birbirlerine kadar çok aşık olduklarını ve enerji verdiklerini de görüyorsunuz. Ta ki hayatta hepimizin içine düştüğü gerçeklerle yüzyüze kalıncaya kadar… Tüm bu nedenlerden dolayı filmde bir ilişkinin gerçekten tam kapsamlı psikolojik portresinin çizildiğini düşünüyorum.”

Hiç yorum yok: