“Revolutionary Road” edebiyat dünyasını sarstı

PRODÜKSiYON BİLGİLERİ

“Kitabımın büyük oranda anti-kent romanı şeklinde algılanması beni hayal kırıklığına uğrattı. Kitabımı yazarken ben bir iddiada bulundum ve konformizmin bu ülkede genel bir ihtirasa dönüştüğünü söyledim. Sadece kentleri çevreleyen lüks konutlarda değil, ülkenin her yerinde insanların her ne pahasına olursa olsun güvenlik duygusuna çaresizce sarıldığını anlatmaya çalıştım. Burada seçtiğim yer sadece bir örnekti. Çünkü bu ülkede 1776 yılında açılan gelişme yolunun 50’li yıllardaki konformizm tutkusuyla çıkmaz yola saplandığını düşünüyorum.”
Richard Yates, Ploughshares Söyleşisi 1992

1961 yılında Richard Yates’in tutku yüklü kitabı “Revolutionary Road” edebiyat dünyasını sarstı. Kitapta anlatılan öykünün iki ana karakterleri, büyük hayalleri olan ve birbirini çok seven Frank ve April Wheeler çiftiydi. Okurların çok sevdiği bu iki karakter sayesinde evliliğin doğası; çağdaş toplumda kadınlarla erkeklerin rolleri; genç kuşağın idealist özlemleri bağlamında aile, iş ve sorumluluk gibi kavramların uzlaştırılması olasılığı gibi konularda ateşli tartışmalar yapıldı. Frank ve April çifti, evliliklerini yeniden canlandırmanın çaresini Paris’in özgürleştirici ortamına taşınmakta buluyorlardı. Ancak birlikte geliştirdikleri bu plan, hayallerinin ve korkularının artık ne kadar farklı olduğunu ortaya çıkarırken genç çift arasındaki çatışmanın dozunu daha da artırıyordu.

Sözkonusu kitap, sessiz sedasız şekilde yüzyılın en etkileyici kitaplarından birisi oldu. Pulitzer ödüllü yazar Richard Ford, kitapla ilgili yazdığı eleştiri yazısında “Revolutionary Road”ın okurları arasında “gizli bir tokalaşma” olduğunu; okurların bilgiyi paylaştığını, günümüzde her yazarın hayalinin böyle paylaşıma açık bir kitabı kaleme almak olduğu yorumunu yapmıştı.
Kitapta Amerika’da 2. Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış orta sınıf insanların yepyeni bir yaşama başladığı çok özel bir dönem anlatılırken ailelerin varoluş sebebinin sadece mülkiyet sahibi olmaya ve güvende hissetmeye odaklandığı, mutluluk ve konformizm arayışında olduğu anlatılıyordu. O dönemi kapsıyor olmasına rağmen kitap her dönem için geçerli bir ikilemi; tutku dolu gençlik idealleriyle insan ilişkilerinin ödün vermeye ve uzlaşmaya dayalı yapısı arasındaki savaşı gündeme getirdi. Çok geniş popülariteye hiç ulaşamamış olsa da, 20. yüzyıl Amerikan yazarlarının çoğunu derinden etkileyecek şekilde dipten dibe bir etki yaptığı görüldü.
Yates’in usta işi çalışmasının beyazperdeye gelmesi uzun bir serüven sonucu gerçekleşebildi. Kitabın ilk yayınlandığı günlerde aralarında John Frankenheimer’ın da olduğu çok sayıda yönetmen ilgilenmişti. Ancak o yıllarda ortaya kapsamlı bir senaryo hiç çıkmadı. Richard Yates o günlerde kitabın film haklarını sadece 15.000 dolara Albert Ruddy’e satmıştı. O da sonradan Patrick O’Neal’e devretti. Bu arada Richard Yates kendi yazdığı kitabın film haklarını geri alabilmek için çok uğraştı. Kitabını baz alan senaryoyu kendisi yazmayı çok istiyordu ama O’Neal her defasında bu talebi geri çevirdiği için bu amacına hiç ulaşamadan 1992 yılında hayata veda etti.

Richard Yates’in sağlığında yapmayı çok istediği “Revolutionary Road” filmi şimdi beyazperdeyle tanışıyor. Amerikan yaşam tarzına yönelik sivri ve keskin gözlemleriyle tanınan Sam Mendes’in yönettiği filmin başrollerinde Leonardo DiCaprio ile Kate Winslet kamera karşısına geçtiler. Frank ile April arasındaki büyük aşk ve kırılma olgularına odaklanan Sam Mendes, evlilik yaşamının dürüst bir portresini çizerken Wheeler çiftinin öyküsüne kendi vizyonunu getirdi.

Hiç yorum yok: