Üçkağıtçı Tırsak Korsan Jack Sparrow Rolünde Johnny Depp

2003 yılında gösterime giren “Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl” sayesinde izleyiciler, yeni milenyumun ilk gerçek ikonik ekran karakteriyle tanıştı. Kolayca biçim değiştirmesiyle tanınan ünlü aktör Johnny Depp'in oynadığı Kaptan Jack Sparrow karakteri, tamamen orijinal ve eksantrik bir kreasyon olarak ön plana çıktı. Genellikle kaçak güreşen, sürekli zigzaglar çizip taraf değiştiren, olağanüstü batıl inanışlı, çelişkili ve güvenilmez ahlak anlayışına sahip, kişisel hijyene önem veren Jack Sparrow karakteri, yeni yüzyılın ilk anti-kahramanı kimliğini kazandı.

Kaptan Jack Sparrow'un örgülü uzun saçları, özenle baktığı sakalı, çeşit çeşit incik boncuktan oluşan rengarenk takıları, altın ve gümüş kaplamalı dişleri, giysilerinin çeşitli yerlerinde asılı duran çeşit çeşit nazarlık ve muskaları, her yaştan ve her ulustan izleyicinin beğenisini kazandı.

Ayrıca Jack Sparrow rolünde oynayan Johnny Depp'in performansı da takdir toplayarak Premiere dergisinin Mayıs 2006 sayısındaki tüm zamanların en iyi 100 performansından birisi olarak adlandırıldı. Sözkonusu derginin kapağında Kaptan Jack Sparrow'un resminin yayınlanması ise, aslında diğer 99 performansa ezici üstünlük sağladığının göstergesiydi. (Bu arada Johnny Depp'in listede iki kez yer aldığını, diğer rolünün ise Edward Scissorhands rolü olduğunu belirtelim.)

“Pirates” serisinin yapımcılarından Mike Stenton, ilk filme damgasını vuran Kaptan Jack Sparrow karakteri konusunda şu yorumu getiriyor:

“İnsanlara ilk filmde en çok neyi sevdiğini sorarsanız Jack Sparrow yanıtını alırsınız. 500 kanallı bir evrende izleyicinin çok sayıda eğlence seçeneği vardır. Bu yüzden öne çıkmak istiyorsanız onlara özgün ve farklı birşeyler verebilmeniz gerekir. Johnny Depp'in ilk filmde yaptığı da aynen buydu. Başka hiçbir korsana benzemeyen çok özgün ve farklı bir Jack Sparrow yarattı. Fark yaratırken aslında risk de almıştı ama Jerry Bruckheimer ile Gore Verbinski, yüzde 100 oranında onun arkasında durarak yarattığı farklılığı her aşamada desteklediler.”

Yapımcı Jerry Bruckheimer bu konudaki düşüncesini şu sözlerle ifade ediyor: “Johnny Depp bugünün en büyük aktörlerinden birisidir. İlk filmdeki Jack Sparrow'u o yarattı. Johnny'nin özelliklerinden birisi de bugüne dek hiçbir devam filminde oynamamış olmasıdır. Üstlendiği rolü sadece bir defalığına oynamasıyla tanınmıştır. Bu yüzden Johnny'nin aynı karaktere ikinci kez dönmeyeceği isteyeceğini hiçbirimiz beklemiyorduk. İlk filmde oynamaktan büyük zevk almıştı. İzleyici onun aynı role geri dönmesini istedi. O da hayranlarının isteğini yerine getirdi.”

Johnny Depp'in portresini çizdiği karakterle ilgili yorumu ise şöyle: “İnsanların kalbinde böylesine kök salacağını ben de beklemiyordum. Açıkçası hala şok durumundayım. Bu karakteri geliştirirken farklı birşeyler katabilme fırsatı da elime geçmişti. Kaptan Jack Sparrow'un kim olduğu, neye benzemesi gerektiği konusunda bazı fikirlerim vardı. Bunların hepsini tek tek uyguladım. Başlangıçta delirdiğimi düşünenler oldu. Ancak ben bu adama fazlasıyla bağlandım. Doğru karakteri bulmamda bu bağlılığımın önemli payı olduğunu düşünüyorum. Tek isteğim onu çocuklar kadar en sıkı ve zor beğenen entelektüeller için de cazip kılabilmekti.”

Senaryo yazarı Terry Rossio, Kaptan Jack Sparrow karakteri hakkında şu yorumu yapıyor: “Amerikan sinemasının getirdiği en orijinal fikirlerden birisi de, düzenbaz/üçkağıtçı karakterlerin başrolde yer alması halinde uygulanacak yaklaşımdır. Amerikan filmlerinin çoğunda, doğru zamanda doğru adımı atan savaşçı kahramanın kutsanması eğilimi vardır. Jack Sparrow'un onlardan farkı ise kesinlikle üçkağıtçı düzenbazın teki olmasıdır. Diğer kahramanlar gibi değildir. Düşmanına yakalanmama becerisinden nasibini almamıştır. Yakalanmasına yakalanır ama elinizde fazla tutamazsınız. Kaçmak için uygun zamanı sabırla bekler. Böyle yaparsa avantajın kendisine geçeceğini bilir. En kötü durumlardan bile sıyrılma becerisi sayesinde mükemmel bir özgüven edindiğini görürüz.”

Filmin diğer senaryo yazarı Ted Elliott'un bu konudaki görüşü ise şöyle: “Düzenbaz karakterin getirdiği keyiflerden birisi de, her zaman kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesidir. Onun yaptığı herşey diğer insanları şöyle veya böyle mutlaka etkiler. Sparrow'un davranışlarından bazen onlar da çıkar sağlamakla birlikte çoğu zaman zarar görürler. Bu da bizi ilk filmde gündeme gelen temel soruya götürür: Jack Sparrow iyi bir adam mıdır, yoksa kötü müdür? Korsan kahraman mıdır, yoksa korsan kötü adam mıdır? Bu sorunun yanıtı, hangi perspektiften baktığınıza bağlıdır.”

Hiç yorum yok: